Budapeşte

Orta Avrupa’nın en etkileyici şehirlerinden biri olan ve geçmişi M.Ö.  1. yüzyıla kadar dayanan Macaristan’ın başkenti Budapeşte,Buda ve Peşte olmak üzere iki ana parçadan oluşuyor ve bu iki parçayı birbirinden Tuna Nehri ayırıyor. Aynı şehrin parçaları olmasına rağmen birbirinden çokça farklı olan bu iki bölgeyi rehberimiz bize tanımlarken Bumpy Buda  ve Pizza Peşte terimlerini kullanmıştı. Bunun nedeni ise garip bir şekilde Buda kısmının engebeli bir yapıda, Peşte kısmınınsa dümdüz bir yapıya sahip oluşu.  Tuna nehrinin ayırdığı bu iki bölgeden Buda geçmişin izlerini hala üzerinde taşırken, Peşte günümüz modern dünyasıyla daha iç içe bir izlenim bırakıyor. Bir dönem Avusturya-Macaristan krallığı yönetiminde olan Budapeşte de halen Harsburglar’dan kalan birçok iz görmek mümkün. Bunun yanında Osmanlı’nın Macaristan’ın bir bölümünü ele geçirmesiyle Budapeşte bu sınırların dışında kalsa da Osmanlı kültürüne ait Hamam,Kahve vb gibi o dönemde yenilik sayılabilecek birçok özellik Budapeşte halkına geçmiş ve halk bunları Osmanlı’dan daha da çok özümseyip geliştirmiş.  Bu yüzden Osmanlı’nın buralara gelmesinden hiçte şikayetçi değiliz hatta teşekkür ediyoruz bize kattıkları için diyen tur rehberimiz bizim biraz şaşırmamıza bile neden olmuştu açıkçası. Gelin lafı daha fazla uzatmadan kısaca Budapeşte tarihine bakıp, gezilecek yerleri inceleyelim.

 

image00011

 Kısaca Budapeşte Tarihi

Budapeşte M.Ö. 1. yüzyılda Keltler,sonrasında Romalılar tarafından ele geçirilmiş ve şehre Aquincum adı verilmiş. Budapeşte 856 yılında Hunlar,Macarlar,Avarlar ve Doğu Gotlar tarafından işgal edilmiş, Aquincum’un yerine Buda kurulmuş ve 1156 da piskoposluk merkezi olmuş. 1241 de önce peşte sonra da Buda Moğolların istilasına uğrayıp yakılıp yıkılmış. Altın çağınıysa 15.yüzyılda kral Matthias Cornivus döneminde yaşamış. Sonrasında Kanuni Sultan Süleyman’ın  1526 yılında Mohaçta Macar ordusunu yok etmesine rağmen 1527 de rakibi Ferdinand’ın baskısı yüzünden geri çekilmek zorunda kalıyor. 1541 Yılında Buda ve Peşteyi yeniden zapt eden Türk ordusu 1686 ya kadar hakimiyeti elinde tutmuş.1872 yılında Peşte ile Buda’nın bir tek şehir olması kabul edildi. Ondan sonra, hızla gelişmeye başlayan şehir 1919’da Romenler, II. Dünya Savaşı’nda da Almanlar ve Ruslar tarafından işgal edildi. Bilhassa 1944’teki savaşlar sırasında büyük hasar gören şehir, son büyük felakete 1956’da uğradı. Önceleri üniversitelilerin bir hareketi gibi görünen ayaklanma 23 Ekim 1956’da bir ihtilal şeklinde kendini gösterdi. Bu hareket Ruslar tarafından bastırıldı.

 

 

image00015

Budapeşte hakkında önemli bilgiler;

Giriş için gerekli belgeler; Macaristan Schengen bölgesi içerisinde yer alıyor yani Schengen vizesi kullanarak giriş yapmanız mümkün. Giriş yaparken çok büyük sıkıntılar çıkmıyor ancak yanınızda her ihtimale karşı konakladığınız otelin rezervasyon çıktıları ve dönüş tarihinizi net bir şekilde gösteren bilet çıktınızın olması yararınıza olacaktır.

Para birimi; Macaristan para birimi olarak Forint kullanıyor, 1 forint yaklaşık 0.019 Türk lirasına denk geliyor, yani 1 lira 53.65 Forint .

Bu farklılıktan dolayı dikkat etmekte fayda var çünkü özellikle hediye dükkanlarında tatlış görünümlü teyzeler sizin para birimine hakim olmadığınızı görünce acımadan dolandırabiliyorlar.

Dil; Turistik bölgelerde İngilizce yüksek seviyede konuşuluyor.  Ancak Macar alfabesi, alışık olduğumuz Latin alfabesinden farklı olduğu için tabela okurken bazen sorun çıkabiliyor. Bu yüzden gitmeden önce maps me,google maps vb. gibi harita olanağı sunan aplikasyonlar indirmek gerçekten hayat kurtarıyor.

Şehir içi ulaşım; Budapeşte içerisinde yer alan Metro,tramvay ve otobüs hatlarıyla ulaşım aslında çok kolay. Turistik yerlerin çoğuna direk bazense aktarma yaparak ulaşım yapmanız mümkün .

 Biletleri ulaşım araçlarını kullanmadan almanız sizin açınızdan daha faydalı olacaktır çünkü otobüs içerisinde satılan biletler makineden ya da bilet gişesinden alınan biletlere göre daha pahalı oluyor.

Tek yön biletler 350-400 HUF arasında değişirken günlük bilet almayı tercih ederseniz fiyatlar 1500-1750 HUF arasıda değişiyor.

image00001.jpeg

Konaklama; Şehir içerisinde her bütçeye hitap eden otel, hostel ve airbnb evleri mevcut. Bu konuda en büyük önerimiz seyahatinizi erkenden ayarlayıp konaklama rezervasyonunuzu da olabildiğince erken yapmak çünkü turistik dönemler yaklaştıkça fiyatlar genelde 2 hatta 3 katına kadar çıkabiliyor.

 

72603909_2502795739810421_7436909071875178496_n

Yeme-içme; Macaristan mutfağı birçok farklı kültürün etkisi altında kalmış. Yer yer Türk yemeklerine benzerliği bile bulunuyor. Bunlardan bazıları yemeklerinde sürekli kırmızı biber kullanmaları, soğanı yağda terbiye etmeleri ve her öğünlerinde bizler gibi ekmek kullanmaları olabilir. Bizler dışında İtalyanlar’dan peynir,hindi, Fransızlar’dan ördek, Avusturyalılar’dan Schnitzel Macar mutfağına geçmiş.

Denemeden dönmemeniz gereken yiyecekler arasındaysa; Gulaş, Töltött Káposzt, Chicken Paprika ve Langos yer alıyor. Gelmişken Macaristana özgü içecekler de denemek isterseniz Palinka ve Unicum iki güzel alternatif olabilir.

Biz christmas market döneminde gittiğimize Langos ve Kürtőskalács u atıştırmalık olarak deneme fırsatı bulduk. Langos pişinin üzerine yoğurt ve kaşar rendesi yani alışık olduğumuz bir lezzet, Kürtőskalács ise Orta Avrupa bölgesine özgü farklı eklentilerle kişisel tercihler yapabileceğiniz ince poğaça hamuruna benzer bir yiyecek.

image00002

Budapeşteye ne zaman gidilir?

Budapeşte Orta Avrupa da olması nedeniyle çok değişken bir iklime sahip. Eğer yazın gitmeyi planlıyorsanız şimdiden söylemeliyiz ki Budapeşte tam olarak bir yaz şehri sayılmaz. Eğer yazları rahatça gezerim,kültür turu yapabilirim, serinlemek için deniz vb aramam diyorsanız şansınızı denemekte fayda var ancak sıcakta gezmeyi sevmeyenlerdenseniz Budapeşte  gezisi sizin için bir işkenceye dönüşebilir. 😀

İlkbahar ve Sonbaharda ise Budapeşte masalsı bir hal alıyor ve çok değişkenlik göstermeyen hava durumu gezmeyi seven bizler için çok fazla sorun teşkil etmiyor ancak hava Avrupa’da çok değişken olduğu için üzerinize inceden kalına doğru gezi boyunca sizi ortada bırakmayacak kıyafetler almanızda fayda var. 😀

Biz geçtiğimiz yıl kış ayında Budapeşteye gitme cesaretinde bulunduk. Hiçbir gezimizde hava durumuyla ilgili neden çok sıcak, neden çok soğuk gibi şikayetlerde bulunmasakta Kış aylarında Budapeşte’nin dondurucu soğuklarında gezmek bazen işkenceye dönüşebiliyor. Ancak bizim bulunduğumuz dönem tam olarak  yılbaşı dönemi olduğu için kurulan yılbaşı marketleri, sokakların süslemeleri ve insanların enerjisi soğuğun etkisini biraz daha azaltmıştı, en azından psikolojik olarak 😀

Budapeşte’ye Ulaşım

Budapeşte’ye eğer Türkiye’den ulaşım sağlayacaksanız en mantıklı seçenek havayoluyla ulaşım oluyor çünkü Budapeşte ve Türkiye arası yaklaşık iki bin kilometre. Türk Hava Yolları ve Pegasus’un Ankara ve İstanbul üzerinden Budapeşte French Liszt Uluslararası havalimanına birçok tarifeli uçuşu bulunuyor. Bunun yanı sıra Macaristan’daki diğer havalimanlarına uygun fiyatlı biletler bulursanız, tren ve otobüs yoluyla Budapeşte’ye geçmek gerçekten çok kolay.

Eğer diğer Avrupa şehirlerinden geçiş yapmayı planlıyorsanız Flix Bus,Euro Bus ve trenle ulaşım en iyi seçenekler arasında yer alıyor. Ayrıca Ryan air,Wizz air vb gibi ucuz havayollarının da bazı Avrupa şehirlerinden Budapeşte’ye uygun fiyatlı uçuşları bulunuyor.

 

 

Budapeşte’de gezilecek yerler

Vörösmarty Meydanı

Türkçeye çevirirsek Kızıl Meydan olarak adlandırabileceğimiz Vörösmarty (Vörös:kırmısı Marty:meydan) ismini çok vatansever bir şair olan Mihály Vörösmarty’den almış. Şehrin Peşte kısmında yer alan, Eski ve yeni birçok mağazaya ev sahipliği yapan bu meydanda alışveriş yapmak seçenekler arasında yer alırken, kış dönemlerinde ev sahipliği yaptığı christmas market ve yılbaşı pazarlarıyla Budapeşte seyahatimiz sırasında en çok uğradığımız mekanlardan biri oldu. İçerisinde çok tarihi bir yapı ya da bölge bulunmasa da Budapeşte seyahatiniz sırasında en çok uğrayacağınız bölgelerden biri olacak.

Ayrıca Free Walking Tour lara katılmayı planlıyorsanız buluşma noktası olarak genelde Vörösmarty meydanı tercih ediliyor.

image00006

Budapeşte Parlamento Binası

Tuna nehrinin kıyısında dolanırken şehrin Peşte kısmında ihtişamıyla gözünüze çarpan ilk bina büyük ihtimalle Budapeşte Parlamento binası olacaktır. Yapıldığı dönemin en yüksek binası olarak sayılan parlamento binası kendine has mimarı özellikleri ile şehrin silüetine gerçekten farklı bir hava katıyor. Bina aynı zamanda dünyanın en büyük üçüncü parlamentosu. Gotik mimarinin yeni  yeni hız kazandığı dönemlerde yapılmaya başlanan binanın inşası tam olarak 18 yıl sürmüş ve parlamentonun içi dönemin en iyi sanatçıları tarafından dekore edilmiş. Parlamentonun bahçesini ücretsiz gezebiliyorken içeri girmek isterseniz kişi başı yaklaşık 14 dolar gibi bir giriş ücreti ödemeniz gerekiyor.

SONY DSC

Lánchíd (Zincir) Köprüsü

Aslanlı Köprü olarak da bilinen Lanchid yani Zincir Köprüsü Buda ve Peşte yi birbirine bağlayan ilk kalıcı köprü olma ünvanına sahip. Rehberimizin anlattığı efsaneye göre köprüyü yapan William Clark köprünün kusursuz olduğunu iddia etmiş ve eğer bir kişi bile kusur bulursa kendini köprüden atacağını belirtmiş. Bu iddialı sözün üzerine hiç kimse köprüde bir kusur bulamazken küçük bir kız çocuğu köprü başındaki aslanların dillerinin olmadığını söylemiş ve bunun üzerine Clark verdiği sözü yerine getirip kendini köprüden aşağı atmış. İnsanlar orada ölüp ölmediği konusunda ikiye ayrılsa da, kayıtlara göre Clark 1859 yılında İngiltere’de vefat etmiş.  Sonradan öğrenilen bilgilere göreyse köprüdeki aslanların aslında dilleri varmış, sadece insanların baktığı açıdan görünmüyorlarmış. 🙂

image00016

Balıkçılar Tabyası

Şehrin Buda kısmında yer alan ve kendisine has mimarisiyle göz dolduran Balıkçılar Tabyası, Budapeşte manzarasını bir de yukarıdan görmek isterseniz en doğru nokta. Neo-gotik mimarinin güzel örneklerini içerisinde barındıran Tabya 20. yüzyıl başlarında Budapeşte’yi düşmanlardan korumak için inşa edilmiş. Bakıldığında bir kaleyi andıran ancak hiçbir zaman bir kale olarak kullanılmamış Balıkçı Tabyası, yedi tane kuleden oluşuyor ve bu kulelerin her biri 9.yüzyıl sonlarında bölgeye yerleşen yedi Macar kabilelerini temsil ediyor.

Castle Hill tepesinde yer alan Balıkçı Tabyasına ulaşım oldukça kolay. Biz free walking turlar dahilinde Tabyaya ve tepeye yürüyerek ulaşım sağlamıştık. Ancak yürümeyi sevmeyenlerdenseniz otobüs ve finiküler ile ulaşım da mümkün.

 

image00007

Matthias Kilisesi

Castle Hill tepesinde yer alan Matthias Kilisesi 1015 yılında Macar Kralı Aziz Stephen tarafından yapılmış ve 1241 de yapılan Moğol saldırılarına kadar bu halini korumuş. Saldırılar sonucu yerle bir olan kilise Macaristan krallığına altın çağını yaşatan Kral Matthias Cornivus tarafından yeniden yaptırılmış ve hatta kendisi burada iki defa evlenmiş. Bunun yanı sıra birçok taç giydirme törenine şahitlik eden Matthias Kilisesi, Mohaç savaşından sonra Osmanlının eline geçmiş ve kilisenin içerisindeki bütün figürler kapatılarak (zarar verilmemiş sadece kapatılmış.) camiye çevrilmiş.

1689 yılında Barok tarzda tekrar restore edilen kilise 19. yüzyılda çıkan isyanlar sırasında yeniden zarar görmüş ve son halini 1950-1970 yılları arasında almış. Son dönemlerde tekrar restore edilen kilisenin ziyaretçisi oldukça fazla.

Normalde kiliseler için girişte herhangi bir ücret alınmazken, Matthias Kilisesine giriş maalesef ücretli. Yetişkinler için ücret 1400 HUF iken öğrenciler için 1000 HUF, ayrıca kilisenin çan kulesine çıkmak isterseniz ekstra bir ücret ödemeniz gerekiyor.

 

 

MG_0104

Budin Kalesi ve Kraliyet Sarayı

Castle Hill tepesinde yer alan ve son yedi yüzyıl boyunca yıkılıp ve en az 10 kere yeniden inşa edilen Eski kraliyet sarayı, bu kadar değişiklikten sonra en sonunda Barok mimari yapısıyla turistlerin ilgi odağı olmuş durumda. İlk olarak inşasına 13.yy da başlanan binanın yapılış amacı Buda’yı Moğol istilasından kurtarmakmış. 15.yüzyıla gelindiğindeyse dönemin kralı Matthias Cornivus ve Napolili Beatrix in evliliğiyle Kale çevresi Beatrix ile gelen İtalyalı sanatçı ve zanaatkarlar ile bir dönüşüm daha geçirmiş. Sonrasında 1526 da Osmanlıyla yaşanan Mohaç savaşı sonrasında saray dışında tüm Buda yerle bir olmuş. Saray geçen seferkinde şanslı çıksa da 1529 yılında Osmanlının Buda’yı tekrar işgal etmesi üzerine  bu sefer büyük bir zarar görmüş. Osmanlı’nın elinde depo ve ahır olarak kullanılan saray, Harsburgluların eline geçip onarılsa da 2. dünya savaşı sırasında yerle bir olmuş ve tekrar inşa edilmiş.

Budapeşte’yi yukarıdan gören en güzel manzaralardan birine sahip olan bu kaleye ulaşım yine yürüyerek, Zincir Köprünün sonundaki meydandan kalkan otobüsler  ve yine Zincir Köprünün sonunda ki meydanda bulunan finiküler ile mümkün.

 

 

DX7Ji2MU0AAq6ej

 

Gellert Tepesi ve Özgürlük Heykeli

Peşte kısmından Budaya doğru bakarken sol tarafınızda kalan ve gerek bulunduğu tepenin yüksekliği gerekse kendi heybetiyle göz dolduran Özgürlük Heykeli ve Gellert tepesi  yaklaşık 235 metre yükseklikte yer alıyor. Tepenin görüntüsü ve özgürlük heykeline sahip olması dışında içerisinde bulunan Gellert spa ve Rudas hamamlarıylada turistlerin ilgisini bir hayli çekiyor.  Ayrıca tepeye adını veren St. Gellertın mezarıda bu yamaçta yer alıyor. Ülkenin ikinci dünya savaşından sonra komunizm etkisine girdiğini gösteren en önemli eserlerden biri olan Özgürlük anıtıysa, bu dönemde inşa edilip yıkılan yapıların aksine günümüzde halen varlığını sürdürüyor. Yukarı çıkmak için ulaşım sağlayabileceğiniz otobüsler bulunuyor ancak yürümeyi seviyorsanız çıkış aslında çokta zor sayılmaz . 🙂

 

 

 

image00012

St. Stephen Bazilikası

Neo-klasik yapısıyla Macaristan’daki en kutsal kilise olarak kabul edilen St. Stephen Bazilikası’nın  yapımı sırasında çıkan bir fırtına sonucu çatısı çöküp ardından yıkılıp en baştan inşa edilse de, yarım asır süren bir inşa sürecinin sonunda  1905 yılında tamamlanmıştır. İçerisindeki kutsal emanet sayılan ”kilisenin patronun mumyalanmış sağ eli” ile Macar halkı için büyük bir önem arz eden kilisenin uzunluğu Parlemento binasının uzunluğuyla aynı tutulmuş yani 96 metre, nedenini ise tur rehberimiz Macaristan’da din ve devletin ayrı ayrı herhangi bir üstünlüğe sahip olmadığını ve eşit olması gerektiğini belirterek açıklamıştı.

 

image00014

 Széchenyi Termal Hamamı

Hamam mı? dediğinizi duyar gibiyim. Bir dönem Osmanlı egemenliğine giren Macaristan’a Osmanlının etkisi aslında sandığımızdan daha fazla olmuş. Osmanlı kültürüne ait olan kahve,hamam vb. birçok yenilik Macaristan’a o dönemde Osmanlı sayesinde geçmiş ve şuan Türkiye’de bile kaybetmeye başladığımız hamam kültürüne Macar halkı açıkçası bizlerden daha çok sahip çıkmış. Şehir içerisinde yer alan onlarca hamamdan Széchenyi Termal Hamamı, açık ve kapalı havuzlarıyla dondurucu kış soğuğunda bize gerçekten farklı bir deneyim yaşattı. Giderken acaba nasıl bir insan kitle ile karşı karşıya geliriz diye düşündüğümüz hamam her yaştan insanın ve özellikle turistlerin yoğunlukta olduğu ve sandığımızdan daha kalabalık ve zaman zaman partilerin düzenlendiği bir yer çıktı. Bu nedenle Budapeşte’ye yolunuz düşerse öncelikli önerimiz Széchenyi Termal Hamamı ya da diğer hamamlardan herhangi birini mutlaka ziyaret etmeniz yönünde olacaktır.

Giriş ücretleri saat ve seçtiğiniz ayrıcalıklara göre 15-20 euro  arasında değişiyor. Artan kur fiyatlarından bu ücret biraz fazla gibi görünse de yaşadığınız deneyim için gerçekten değer. Eğer açık havuzda yapılan partilere katılmak isterseniz de fiyatlar 50-60 euro civarında seyrediyor.

 

 

 

HUN-2015-Budapest-Heroes’_Square.jpg

Kahramanlar Meydanı

Budapeşte ve hatta Macaristan’ın en önemli meydanlarından biri olan Kahramanlar Meydanı,  Macaristan’ın kendi topraklarında yaşamasının 1000. yılını kutlamak için yapılmış. Yapımına 1896 da başlanılan meydan içerisinde Macaristan tarihinin önemli kahramanlarının heykellerini barındırıyor. Meydanın tam ortasında yer alan ve en önemli parçası olarak görülen İkonik Milenyum Anıtı, Cebrail’in bir elinde Hristiyanlığın kutsal hacını diğer elinde ise Macaristan’ın ilk kralı Aziz Stephen’ın tacını tutarken şekillendirilmiş.

 Şehir parkının girişinde yer alan bu meydana ulaşım çok kolay, Troleybüs,Otobüs ve Metro seçeneklerinden bulunduğunuz konuma göre birini seçip Kahramanlar Meydanına ulaşabilirsiniz. 20 , 30 numaralı otobüsler ve M1 metro durağı Kahramanlar Meydanına ulaşım için kullanılabilecek iki seçenek.

 

 

image00013

Şehir Parkı (Városliget)

Avrupa şehirlerinin neredeyse hepsinde görmeye alışık olduğumuz şehir parklarından biri olan Városliget , şehir sakinleri ve turistler tarafından sürekli ziyaret edilen bir nokta. İçerisinde yer alan hayvanat bahçesi ,müzeler ,kafeler , kale, kaplıcalar ve lunapark ile aslında alışık olduğumuz park kültüründen biraz daha farklı ve büyük.  Christmas döneminde bu parkta kurulan devasa buz pisti Merve’yle bizim favorimiz olmuştu.  Aynı zamanda yukarıda bahsettiğimiz Széchenyi Termal Hamamı ve Kahramanlar Meydanı da bu parkın girişinde yer alıyor.

 

image00001 (1).jpeg

 

New York Cafe

Son maddede tarihi bir yer olmasa da Budapeşte seyahatimiz sırasında bize çok farklı bir deneyim yaşattığı için New York Cafe’ye yer vermek istedik. Gitmeden önce Rezervasyon yaptırırsanız sıra beklemeden girebileceğiniz ancak rezervasyon yaptırmazsanız yoğunluğa göre 1-2 saate kadar sıra bekleyebileceğiniz şehrin bu popüler kafesi bizce Budapeşte’nin en güzel kafesi unvanına aday. Göz dolduran ambiyansı, canlı piyano ve keman eşliğindeki arka fon müziğinde New York Cafe’nin leziz yiyeceklerinin ve tatlılarının tadını çıkarmak gerçekten eşsiz bir deneyim. Fiyatlara gelirsek ortalamanın biraz üzerinde olsa da ortam verdiğiniz her kuruşun hakkını veriyor açıkçası.Bu arada bizim Merve’yle favorimiz Apfel Strudel ve müthiş bir kıvama sahip kremasıyla sıcak çikolata oldu.

 

Yorum bırakın